Sevgi Sözleri
» Sevgi
karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir... Size yolunuzu
gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez.
» Paylaşacak
dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki de yoktur...
» Herkesi kusurları ile gören bir kimsenin senden de övgü
ile bahsetmesini bekleme.
» Sen Beni Bir Dağın Eteğindeki
Gelincik Kadar Severken Ben Seni O Dağın Doruğundaki Kardelen Kadar
Özlüyorum.
» Buruk Bir Duygu Yüklenirse Yüreğine, Gözlerin
Zamansız Dalıverirse Uzaklara, Hele Kulakların Deli Gibi Çınlarsa
Bilki Bir Yerlerde Özlenmişsindir.
» Duyguydu Yıllarca
Bozdurup Harcadığımız, Sevgiydi Gölgelerimizi Kıskandığımız, Kaderdi
Pençesinden Kurtulamadığımız, Mutluluktu Tadına Doyamadığımız,
Aşktanda Öte Birşeydi Adını Koyamadığımız.
» Gerçek aşklar
bitmesini bilen aşklar olduğuna göre,insanlar ya hep sahte
aşklarıyla evlenir,yada evlenerek aşklarını sahteleştirir.
»
Bu gece kayarken yıldızlar gökyüzünden ve gözümden yaşlar süzülürken
dilek tutmadım ilk defa sadece teşekkür ettim tanrıya bu gece
yanımda olduğun için!!
» Seni sevmek acıların en büyüğü olsa
gerek,seni düşünürken gözyaşı dökmek yaşanabilecek en büyük sevinç
demek.
» Bir serçeydim sürüden ayrılmış, gökyüzünde
kaybolmuş, o ise bir kartalmış avlanmaya çıkmış gelmiş bula bula
beni bulmuş.
» Yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için
yağıyorsun aldırmıyorum. Niyetin beni ıslatmaksa ben zaten
ağlıyorum..
» Dünyanın dört bir yanında dostlarım var
dostlar ki bir kerecik selamımı almamışlar bir kerecik selamlarını
almamışım ve yine dünyanın dört bir yanında düşmanlarım var
düşmanlar ki kanıma susamışlar kanlarına susamışım..
Aşk Sözleri
» Güler
yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde acı gerçeği
ancak damla damla yutarız.
» Sevmek saçak altına sığınan
göçmen kuşun kar tanecikleri arasında uçuşan beyaz tüyünü
görebilmektir
» Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer
kusursuz olmaya çalışmaz rahat bırakırdım yüreğimi korkmazdım daha
çok riske girip sana aşık olamaktan!!!
» Ne zaman çöller
deniz denizler çöl olursa,güneş doğmayı unutup ay çimene
düşerse,dağlarda nilüfer çamlarda gül biterse,işte o zaman seni
unutup başkasını SEVERİM!
» Aşk bir güle benzer çiçek
kısmında aşkın sonsuzluğunu yaşarsın ,diken kısmında ise sonsuz
acıları yaşarsın.
» İnsanlar her ne kadar sonbaharı ayrılık
mevsimi kabul etmişlerse de, kaderde ayrılık varsa sonbaharı
beklemez.
» Biz birbirimize dönmüş iki ayna gibiyiz. İçimizde
binlerce olsada görüntümüz biz sadece birbirimizi görürüz..
»
Seni bulmaktan çok aramak isterim seni sevmeden önce anlamak
isterim, seni bir ömür boyu bitirmek değil sana hep yeniden başlamak
isterim...
» Rüzgara hakim olamıyorsan yelkenlerini ona göre
ayarla. ve unutma ki hayat karşılaştığın güçlüklerle değil gemiyi
limana getirip getiremediğinle ilgilenir...
» Gözlerin gökte
olsaydı, yıldızlarda senin yüzünde utandırırdı yıldızları
yanaklarının parlaklığı Tıpkı gün ışığının kandili utandırdığı
gibi...
» Hayatta üç şeyi sevdim; Seni, kalbimi, ümit
etmeyi...Seni sevdim, sensin diye, Kalbimi sevdim, seni sevdi diye,
Ümit etmeyi sevdim, belki seversin diye...
» Hayat ve
yaşadıklarını bir okyanus gibi düşün...Çılgın ve deli dalgalara
isteyerek girmezsin...Durgun sular kendini belli etmez ve ne zaman
coşacağını sen bilemezsin.
Sevgi Mesajları
» Sevgi
karanlık bir tünelde yakılan mum ışığı gibidir... Size yolunuzu
gösterir ama uzakta ne olduğunu söylemez.
» Paylaşacak
dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın bir zevki de yoktur...
» Herkesi kusurları ile gören bir kimsenin senden de övgü
ile bahsetmesini bekleme.
» Sen Beni Bir Dağın Eteğindeki
Gelincik Kadar Severken Ben Seni O Dağın Doruğundaki Kardelen Kadar
Özlüyorum.
» Buruk Bir Duygu Yüklenirse Yüreğine, Gözlerin
Zamansız Dalıverirse Uzaklara, Hele Kulakların Deli Gibi Çınlarsa
Bilki Bir Yerlerde Özlenmişsindir.
» Duyguydu Yıllarca
Bozdurup Harcadığımız, Sevgiydi Gölgelerimizi Kıskandığımız, Kaderdi
Pençesinden Kurtulamadığımız, Mutluluktu Tadına Doyamadığımız,
Aşktanda Öte Birşeydi Adını Koyamadığımız.
» Gerçek aşklar
bitmesini bilen aşklar olduğuna göre,insanlar ya hep sahte
aşklarıyla evlenir,yada evlenerek aşklarını sahteleştirir.
»
Bu gece kayarken yıldızlar gökyüzünden ve gözümden yaşlar süzülürken
dilek tutmadım ilk defa sadece teşekkür ettim tanrıya bu gece
yanımda olduğun için!!
» Seni sevmek acıların en büyüğü olsa
gerek,seni düşünürken gözyaşı dökmek yaşanabilecek en büyük sevinç
demek.
» Bir serçeydim sürüden ayrılmış, gökyüzünde
kaybolmuş, o ise bir kartalmış avlanmaya çıkmış gelmiş bula bula
beni bulmuş.
» Yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için
yağıyorsun aldırmıyorum. Niyetin beni ıslatmaksa ben zaten
ağlıyorum..
» Dünyanın dört bir yanında dostlarım var
dostlar ki bir kerecik selamımı almamışlar bir kerecik selamlarını
almamışım ve yine dünyanın dört bir yanında düşmanlarım var
düşmanlar ki kanıma susamışlar kanlarına susamışım..
Aşk
nedir ??
Aşk... Üç harften oluşan,
kısacık bir sözcük dilimizde... Bu denli kısa olup da,
söylendiğinde, okunduğunda ya da duyulduğunda insanın dikkatini
çeken, içinde bir şeyleri kıpırdatan... Bu denli kısa olup da,
uğrunda ölünen, öldürülen, kişiyi yemeden içmeden kesen ya da deli
olunan bir durumu anlatan kaç sözcük vardır ki... Eğer aşk, salt bir
sözcük olsaydı; yaşanan bir gerçekliğe delalet etmeseydi, bu kadar
bizi ilgilendiren ve etkili bir kavram olabilir miydi ki... Aşk…
? Yanıtına sığındığımız bir soru daha…
Aşk her toplumda
vardır ama yaşanış renkleri farklıdır. Bunların renklerini
birbirinden ayıran ise, bireylerin içerisinde yaşadığı toplumsal,
kültürel koşullar, bireylerin yetişme tarzları ve çocukluk
yaşantıları, kişilik özellikleri, değerleri ve
tercihleridir.
Tarihsel ve güncel anlamda, aşkın yüzlerce,
binlerce tanımı yapılmıştır ve gelecekte de yenileri eklenecektir
bunlara. Keza yine aşkı konu alan binlerle ifade edilecek şiirler,
öyküler, romanlar yazılmış; oyunlar sahnelenmiş, türküler yakılmış,
şarkılar söylenmiştir. Ressamlar, ellerinde fırçaları ve
paletlerindeki renklerle, tuvale aksettirmeye yeltenmişlerdir onu.
Aşk, yalnızca sanatın ve edebiyatın farklı alanlarında
değil, felsefede de işlenmiştir. Filozofların bazıları aşk’ı bir
varlık olarak ele alıp, “aşk nedir” sorusunu yanıtlamaya, onun
neliğini ortaya koymaya ve belirlemeye girişmişlerdir. Bunlardan
bazıları makaleler yazmış, bazıları daha kapsamlı çalışmalar
yapmıştır. Schopenhauer’in Aşkın Metafiziği, Afşar Timuçin’in Aşkın
Diyalektiği, yine yaklaşık olarak aynı kapsamda
değerlendirilebilecek olan Alain Finkielkraut’un Sevginin Bilgeliği,
Herbert Marcuse’un Eros ve Uygarlık, Erich From’un Sevme Sanatı, bu
çalışmalardan bazı örnekler olarak sayılabilir.
Bunların
yanısıra, bilim alanından da, özellikle psikolog ve psikiyatristler
aşk üzerine çalışmalar yapıp eserler ortaya koymuştur.
İster
bilimsel, ister sanatsal, isterse felsefi anlamda ele alınsın, aşkı
bir varlık, bir olgu olarak gören ve belirlemeye yönelen her
girişimin temelinde, buna girişen bireyin, kendi öznel, deneyimleri
ya da deneyimsizlikleri; anlamlandırmaları, yanılsamaları,
hayalleri; içerisinde yaşadığı koşullardaki tercihlerini hem kendisi
hem de diğerleri nezdinde meşrulaştırma çabaları vardır. Bu çaba,
kendilerinin, yani öznelliklerinin paranteze alındığı, hatta, sanki
hiç yokmuş gibi algılanmasına olanak veren genelleşen belirleme ve
önermelerde bulur ifadesini... Yapılan tanımlarda daha da
belirgindir bu özellik... Bundan dolayı yapılan her genelleme
öznelliği aşma yada gizleme çabasıdır. Çünkü bilinmesini,
sorgulanmasını, alenileşmesini istemez kendi
yaşantısının... Örneğin; “Aşk şiddettir.” “Aşk
tutkudur.” “Aşk iradedir.” “Aşk iradesizliktir.” “Aşk
uysallıktır.” “Aşk sahibine yaltaklanmaktır.” “Aşk
kediliktir.” “Aşk ihanettir.” “Aşk köpekliktir.” “Aşk
sadakattir.” … Tanımlarının her birinde gizlenen bireysel
yaşantılar ve bunlara dayanan öznel anlamlandırmalar vardır. Ancak
tanımın genelliğinden dolayı, bunları okuyanlar, bu tanımları
verenlerin/yapanların bireyselliğini düşünmez bile... Oysa bu
tanımlar, gerçekliğini esas olarak, tanımı yapanın, adına “aşk”
dediği ilişkide bulur. Daha ötesinde değil... Acaba yaşanan gerçek
bir aşk mıydı? Okuyan bilebilir mi ki bunu...
Aşk’ı varolana
aşkın kılmaya çalışmanın anlamı da gereği de yoktur. Aşk metafizik
bir şey olmadığı gibi, herhangi, sıradan denilebilecek bir şey de
değildir.
Aşk ilişkidir
Ne var ki her aşk,
karşılıklı yaşanan gerçek bir ilişkiye dayanmadığı gibi, her ilişki
de aşk değildir. Adına aşk denilen ilişki, diğer tüm insan
ilişkilerinden farklıdır. Hem öznesi ve özne/nesnesi hem de yaşanışı
açısından...
Aşk ilişkidir’ önermesi, “nedir” sorusuna genel
bir yanıt olsa da, kendi başına açıklayıcı değil elbette. Bundan
dolayı sorular sormak gerek yükleme. Aşk nasıl bir ilişkidir? Aşk
neden bir ilişkidir? Bu ilişkiyi diğer insan ilişkilerinden ayırıcı
ve ayrıcalıklı kılan nedir? Soruları çoğaltmak mümkün ama, gerek yok
şimdilik...
Aşk, düşünsel, duygusal, bedensel boyutuyla,
öznenin özne/nesnesini bütünsel anlamda fethetme ve onun tarafından
fethedilme isteğine dayanan bir ilişkidir. Öznenin, özne/nesnesiyle
buluşamadığı ya da özne/nesnenin idealleştirildiği yerde, gerçek,
yaşanan bir aşk yoktur. Ki “platonik aşk” denilen ve giderek
hastalıklı bir hal alan bu durumda gerçek bir aşktan değil,
saplantılı bir bilinç halinden söz edilebilir yalnızca... Çünkü
ortada ilişki yoktur. İlişkinin olmadığı yerde de
aşk...
İnsanın hem en güçlü, hem de en zayıf olduğu ilişkidir
aşk... Çünkü çırılçıplak yaşanır; düşünsel, duygusal ve bedensel
boyutuyla... Teklifsiz, beklentisiz, çıkarsız ve ikircimsiz yaşanır.
Ki orada, ne bir gonca gülün gölgesine yer vardır ne de bir kuş
kanadının...
Eğer bunlar, “acaba”, “ama”, “ancak” gibi
sözcüklerle peydah olursa bir ilişkide, biline ki aşk sırra kadem
basmıştır çoktan... Ve onun adı artık aşktan başka her şey
olabilir... Ama asla aşk olamaz.
Sevgi Nedir ?
Sevgi ... Sevmek
inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi,
kendisinden de çok duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır.
Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki
kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek
olunur. Sevmek paylaşmaktır . Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır.
Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun.
Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten
sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de
yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili
için kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar.
Vazgeçiş yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden.
Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur
istekler. Bir şey varsa istediğin bu senin için değil, sevgili için
istediğindir. Ondan O'nun adına istersin. O'nu daha sonsuz
sevebilmek için istersin. Sevme özgürlüğünü istersin, kabul
edilmesini istersin. İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son
bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha çok sevmek istersin
kendinden. Sonsuz kılmak istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz
mı bunu sevgilinin isteği belirler. Sevmek sevgiliyi istememeyi
öğrenmektir. Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir. Sevmek;
sevmek istemektir. Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son
bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler, tüm dünya silinir
gider. Ne O'ndan anlasılmayı beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun
gelmesini beklersin, ne onun Leyla, Mecnun olmasını. Beklediğin bir
şey yoktur sevmeyi becermek dışında. Sevmek, gücenmemektir.
Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi ögrenmek demektir.
Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek. Onun
vuruşuna, onun tokadına alınmamaktır, sevgiliden gelen her hareketi
ve her sözü kabullenmektir. İhanetlere, hainliklere bile
üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir.
Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek. Sevmek
ölmektir. Sevmek, ölmesini bilmektir. Sevgili için
yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır. Ama artık onun bir
şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir! Sevmek, vermektir.
Sevmek sevdiği için almasını bilmektir. Almamaya yemin ederek
vermektir. Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir
sevmek! Sevmek, tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar
varolmaktır o sevgiden. Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır
demektir. Sevgilinin aşkıyla boğuşurken, yüzerken o aşk denizinde
sevgilinin uzanan eline hayır demektir. Sevgilinin bakan gözüne
bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt
verebilmektir. Sevmek, sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki
gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır.
Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır.
Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır. Sevmek yangın olmaktır.
Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren olmaktır. Her şey
olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere. Sevmek
yürümektir gönüllerde. Sevmek güvenmektir. Sevmek
onaylanmaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi
yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın
olmaktır sevgiliye. Yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek.
Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür sevmek. İlk insanın,
Havva'nın Adem'in saflığını ve temizliğini, çocuk masumluğunu
taşımaktır sevmek. Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır. Bir
sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek.
Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir. Sevmek üşümektir. Sevgilinin
yokluğuna üşümektir. Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek.
Ki sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir. Sevgilinin olmadığı
Cennete de gitmemektir sevmek. Sevmek, sevgiliyi cennet
etmektir. Sevmek bir olmaktır. Sevmek yaşamaktır. Ve
sevmek inanmaktır. Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Sevmek sevmesini haketmektir. Sevmek sevgilinin baktığı
yerde, sustuğu yerde olmaktır. Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin
sabahına varmaktır. Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır
sevgiliyi. Sevmek sevmesini bilmektir. Sevmek ölmesini
bilmektir. Sevmek SEVMEK olmaktır. AŞK olmaktır. Aşk bir
kere sevmektir. Sevmek aşkın kendisi olmaktır. Ölümü
Özlemeyen Aşkı
Anlayamaz...
Sevgi Hakkında
Sevgi
Üzerine
Masumi Toyotome diye bir Japon yazmış bu
yazıyı. Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir diye başlıyor.
Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz diye soruyor. Sonra
anlatmaya başlıyor: Sevgi üç türlüdür. Birincinin adı "Eğer" türü
sevgi. Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgiye bu adı
takmış yazar. Örnekler veriyor: eğer iyi olursan baban, annen seni
sever. Eğer başarılı ve önemli kişi olursan, seni severim. Eğer eş
olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim.
Birinci tür: Bir şarta bağlı
sevgi
Toyotome en çok rastlanan sevgi türü budur
diyor. Karşılık bekleyen sevgi. Sevenini, istediği bir şeyin
sağlanması karşılığı olarak vaat edilen bir sevgi türüdür bu diyor
yazar. Nedeni ve şekli bakımından bencildir. Amacı sevgi karşılığı
bir şey kazanmaktır. Yazara göre evliliklerin pek çoğu "Eğer" türü
sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin
o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik
görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler
gerçekleşmediğinde, düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete
dönüşüyor. En saf olması gereken anne baba sevgisinde bile "Eğer"
türüne rastlanıyor. Yazar bir örnek veriyor. Bir genç Tokyo
Üniversitesi giriş sınavlarını kazanarak babasını mutlu etmek için
çok çalışıyor. Okul dışında hazırlama kurslarına da gidiyor. Ama
başarılı olamıyor. Babasının yüzüne bakacak hali yok. Üzüntüsünü
hafifletmek için bir haftalığına Hakone kaplıcalarına gidiyor. Eve
döndüğünde babası öfkeyle sınavları kazanamadın. Bir de utanmadan
Hakone'ye gittin? diye bağırıyor. Delikanlı "Ama baba vaktiyle sende
bir ara kendini iyi hissetmediğinde Hakone kaplıcalarına gittiğini
anlatmıştın diyor. Baba daha çok kızarak delikanlıyı tokatlıyor.
Çocuk da intihar ediyor. Gazeteler intiharın anlık bir sinir krizi
sonucu olduğunu söylediler, yanılıyorlardı diyor yazar. Delikanlı
babasının kendisine olan sevgisinin yüksek düzeydeki beklentilerine
bağlı olduğunu anlamıştı. İnsanlar "Eğer" türü sevginin üstünde bir
sevgi arayışı içindeler aslında. Bu sevginin varlığını ve nerede
aranması gerektiğini bilmek bu genç adamın yaptığı gibi yaşamı
sürdürmekle ondan vazgeçmek arasında bir tercih yapmakla karşı
karşıya kaldığımızda önemli rol oynayabilir diyor Masumi Toyotome.
İlginç değil mi?
İkinci tür:
"Çünkü" türü sevgi
Toyotome bu tür
sevgiyi şöyle tarif ediyor: Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu, bir
şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin
onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek
mi? Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (Yakışıklısın). Seni
seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün
ki. Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun. Seni
seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere
götürüyorsun ki. Yazar, Çünkü türü sevginin Eğer türü sevgiye tercih
edileceğini anlatıyor. Eğer türü sevgi bir beklenti koşuluna bağlı
olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebilir. Oysa zaten sahip
olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz hoş bir şeydir egomuzu
okşar. Bu tür olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi
sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için
rahatlatıcıdır. Ama derin düşünürseniz, bu türün Eğer türünden
temelde pek farklı olmadığını görürsünüz. Kaldı ki bu tür sevgi de,
yükler getirir insana. İnsanlar hep daha çok insan tarafından
sevilmek isterler. Hayranlarına yenilerini eklemek için çabalarlar.
Sevilecek niteliklere onlardan biraz daha fazla sahip biri ortaya
çıktığı zaman, sevenlerinin, artık ötekini sevmeye başlayacağından
korkarlar. Böylece yaşama sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve
rekabet girer. Ailenin en küçük kızı yeni doğan bebeğe içerler.
Sınıfının en güzel kızı, yeni gelen kıza içerler. Üstü açık BMW'si
ile hava atan delikanlı, Ferrari ile gelene içerler. Evli kadın
kocasının genç ve güzel sekreterine içerler. O zaman bu tür sevgide
güven duygusu bulunabilir mi diye soruyor Toyotome. Çünkü türü sevgi
de, gerçek ve sağlam sevgi olamaz diyor. Bu tür sevginin güven
duygusu vermeyişinin iki ayrı nedeni daha var. Birincisi; acaba bizi
seven kişinin düşündüğü kişi miyiz korkusu. Tüm insanların iki yani
vardır. Biri dışa gösterdikleri öteki yalnızca kendilerinin bildiği.
İnsanlar sandıkları kişi olmadığımızı anlar ve bizi terk ederlerse
korkusu buradan doğar. İkincisi de ya günün birinde değişirsem ve
insanlar beni sevmez olurlarsa endişesidir. Japonya'da bir
temizleyicide çalışan dünya güzeli kızın yüzü patlayan kazanla
parçalanmış. Yüzü fena halde çirkinleşince, nişanlısı nişana bozup
onu terk etmiş. Daha acısı ayni kentte oturan anne ve babası,
hastaneye ziyarete bile gelmemişler, artık çirkin olan kızlarını.
Sahip olduğu sevgi, sahip olduğu güzellik temeli üstüne kurulmuş
olduğundan bir günde ölmüş. Güzellik kalmayınca sevgi de kalmamış.
Kız birkaç ay sonra kahrından ölmüş... Japon yazar toplumlardaki
sevgilerin çoğu "Çünkü" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı
konusunda insanı hep kuşkuya düşürür diyor.
Peki o zaman, gerçek
sevgi, güvenilecek sevgi ne? Ve işte sevgilerin en
gerçeği:
Üçüncü tür sevgi:
"Rağmen"
Bir koşula bağlı olmadığı için ve
karşılığında bir şey beklenmediği için? Eğer türü sevgiden farklı
bu. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp böyle bir şeyin
varlığını esas olarak almadığı için Çünkü türü sevgi de değil. Bu
üçüncü tür sevgide, insan Bir şey olduğu için değil, Bir şey
olmasına rağmen sevilir. Güzelliğe bakar mısınız? Rağmen sevgi.
Esmeralda, Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu
olmasına Rağmen sever. Asil, yakışıklı, zengin delikanlı da
Esmeralda'ya çingene olmasına rağmen tapar. Kişi dünyanın en çirkin,
en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara rağmen sevilebilir.
Tabii bu sevgiyle karşılanması şartı ile. Burada insanın, iyi,
çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor.
Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine rağmen
olduğu gibi, o haliyle sevilebiliyor. Bütünüyle çok değersiz biri
gibi görünebiliyor ama en değerli gibi sevilebiliyor. Japon yazar
yüreklerin en çok susadığı sevgi budur diyor. Farkında olsanız da,
olmasanız da, bu tür sevgi sizin için yiyecek, içecek, giysi, ev,
aile, zenginlik, başarı ya da ünden daha önemlidir. Bunun böyle
olduğundan nasıl emin olursunuz?
Haklı olduğunu kanıtlamak
için sizi bir teste davet ediyor. Şu soruma cevap verin diyor.
Kalbinizin derinliklerinde, dünyada kimsenin size aldırmadığını ve
hiç kimsenin sizi sevmediğini düşünseydiniz, yiyecek, elbise, ev,
aile, zenginlik, başarı ve üne olan ilginizi yitirmez miydiniz?
Kendi kendinize yaşamamın ne yararı var diye sormaz miydiniz? Devam
ediyor Toyotome: Şu anda en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi
çıkarı için sevdiğini anladığınızı bir düşünün. Dünya birden bire
başınızın üstüne çökmez miydi. O an yaşam size anlamsız gelmez
miydi? Diyelim sıradan bir yaşamınız var. Günlük yaşıyorsunuz. Günün
birinde gerçek, derin ve doyurucu bir sevgi bulacağınızdan umudunuz
olmasa, kalan hayatinizi nasıl yaşardınız? diye soruyor ve
yanıtlıyor: Öyleleri ya iyice umutsuzluğa kapılıp intihar ediyorlar
ya da iyice dağıtıp yaşayan ölü haline geliyorlar.
Toyotome, hem de nasıl
iddialı savunuyor Rağmen sevgiyi. Bugün yaşamınızı sürdürebilmenizin
nedeni Rağmen türü sevgiyi şu anda yaşamanız ya da bir gün bu
sevgiyi bulacağınıza inancınızdır. Son sözlerinde biraz umutsuz,
Toyotome. Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi
bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına
verecek fazlası yok? diye açıklıyor. Anlatıyor: Yakınımızda olan
birinin bu sevgiyi bize vermesini bekleriz. Ama o da aynı şeyi
başkasından beklemektedir. Peki bu dünyada sevgi ne kadar var.
Yazara göre, açlığımızı biraz bastıracak kadar. Ve de yemek öncesi
tadımlık gelen iştah açıcılar gibi. Bu minnacık tadım, bizi daha
müthiş bir sevgi açlığına tahrik ve teşvik ediyor. Bu minnacık tadım
sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu anlatıyor. Büyük bir hırsla ana
yemeğin gelmesini ve bizi doyurmasını bekliyoruz. Hani nerede? Hepsi
o. Ve asıl çarpıcı cümle en sonda.
DÜNYADAKİ
EN BÜYÜK KITLIK, RAĞMEN TÜRÜ SEVGİNİN YETERİNCE
OLMAYIŞIDIR.
İYİ
DÜŞÜNÜN..........
Bu yılınızı iyi geçirdiniz
mi? Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi? Bu yıl hiç gün
ışığı ile uyandınız mı? Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız? Kaç sabah yolda
bir kediyi okşadınız? Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı
sıkıca tuttu mu hiç? Ve siz onu hiç kokladınız mı? Yaz
gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı? Kendinize bu
yıl kaç oyuncak aldınız? Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye
kadar güldünüz? Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu? Çocukluğunuzdan kalan bir
şarkıyı söylediniz mi hiç? Hiç taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız? Bir çiçeği dalındayken
kokladınız mı? Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz? Ya da
hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı? Kaç kez mektup
aldınız bu yıl? Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç? Kimseyle
barıştınız mı bu yıl? Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez fark
ettiniz bu yıl? İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey"e
bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü? Düşünün. Yayılın çimenlerin
üzerine Acele edin.... Er veya geç... Çimenler yayılacak
üzerinize...
Sevgi Dilleri
Sevgililer
günü mesajları sayfası için.
Seni seviyorum demenin 100 yolu
Afrikaans Ek het jou liefe
Afrikaans Ek is lief vir jou
Albanian te dua
Albanian te dashuroj
Alentejano(Portugal) Gosto De Ti, Porra!
Alsacien Ich hoan dich gear
Amharic Afekrishalehou
Arabic Ana Behibak (to a male)
Arabic Ana Behibek (to a female)
Arabic Ib'n hebbak.
Arabic Ana Ba-heb-bak
Arabic nhebuk
Arabic Ohiboke (male to female)
Arabic Ohiboka (female to male)
Arabic Ohibokoma (male&female to two males or two females)
Arabic Nohiboke (more than one male or female to female)
Arabic Nohiboka (male to male or female to male)
Arabic Nohibokoma (m. to m. or f. to two males or two females)
Arabic Nohibokom (m. to m. or f. to more than two males)
Arabic Nohibokon (m. to m. or f. to more than two females)
Arabic (not standard) Bahibak (female to male)
Arabic (not standard) Bahibik (male to female)
Arabic (not standard) Benhibak (more than one male or female to male)
Arabic (not standard) Benhibik (male to male or female to female)
Arabic (not standard) Benhibkom (m. to m. or female to more than one
male)
Assamese Moi tomak bhal pau
Basc Nere Maitea
Batak Holong rohangku di ho
Bavarian I mog di narrisch gern
Bengali Ami tomAy bhAlobAshi
Bengali Ami tomake bhalobashi.
Berber Lakh tirikh
Bicol Namumutan ta ka
Bolivian Quechua qanta munani
Bulgarian Obicham te
Burmese chit pa de
Cambodian Bon sro lanh oon
Cambodian kh_nhaum soro_lahn nhee_ah
Canadian French Sh'teme (spoken, sounds like this)
Cantonese Moi oiy neya
Cantonese Ngo oi ney
Catalan T'estim (mallorcan)
Catalan T'estim molt (I love you a lot)
Catalan T'estime (valencian)
Catalan T'estimo (catalonian)
Cebuano Gihigugma ko ikaw.
Chickasaw chiholloli (first "i" nasalized)
Chinese (see the entries for mandarin or cantonese!)
Corsican Ti tengu cara (to female)
Corsican Ti tengu caru (to male)
Croatian LJUBim te
Czech miluji te
Czech MILUJU TE! (colloquial form)
Danish Jeg elsker dig
Dutch Ik hou van jou
Dutch Ik ben verliefd op je
Ecuador Quechua canda munani
English I love you
English I adore you
Esperanto Mi amas vin
Estonian Mina armastan sind
Estonian Ma armastan sind
Farsi Tora dust midaram
Farsi Asheghetam
Farsi (Persian) doostat dAram
Filipino Mahal ka ta
Filipino Iniibig Kita
Finnish Mina" rakastan sinua
Flemish Ik zie oe geerne
French Je t'aime
French Je t'adore
Friesian Ik hald fan dei
Gaelic Ta gra agam ort
German Ich liebe Dich
Greek s'ayapo r
Greek (old) (Ego)
Greenlandic Asavakit
Gujrati Hoon tane pyar karoochhoon.
Hausa Ina sonki
Hawaiian Aloha I'a Au Oe
Hebrew Ani ohev otach (male to female)
Hebrew Ani ohev otcha (male to male)
Hebrew Ani ohevet otach (female to female)
Hebrew Ani ohevet otcha (female to male)
Hindi Mai tumase pyar karata hun (male to female)
Hindi Mai tumase pyar karati hun (female to male)
Hindi Main Tumse Prem Karta Hoon
Hindi Mai Tumhe Pyar Karta Hoon
Hindi Main Tumse Pyar Karta Hoon
Hindi Mai Tumse Peyar Karta Hnu
Hindi Mai tumse pyar karta hoo
Hokkien Wa ai lu
Hopi Nu' umi unangwa'ta
Hungarian Szeretlek
Hungarian Szeretlek te'ged
Icelandic Eg elska thig
Indi Mai Tujhe Pyaar Kartha Ho
Indonesian Saya cinta padamu (Saya, commonly used)
Indonesian Saya cinta kamu ( " )
Indonesian Saya kasih saudari ( " )
Indonesian Aku tjinta padamu (Aku, not often used)
Indonesian Aku cinta padamu ( " )
Indonesian Aku cinta kamu ( " )
Iranian Mahn doostaht doh-rahm
Irish taim i' ngra leat
Italian ti amo (if it's a relationship/lover/spouse)
Italian ti voglio bene (if it's a friend, or relative)
Japanese Kimi o ai ####eru
Japanese Aishiteru
Japanese Chuu ####eyo
Japanese Ora omee no koto ga suki da
Japanese Ore wa omae ga suki da
Japanese Suitonnen
Japanese Sukiyanen
Japanese Sukiyo
Japanese Watashi Wa Anata Ga Suki Desu
Japanese Watashi Wa Anata Wo Aishithe Imasu
Japanese Watakushi-wa anata-wo ai shimasu
Japanese Suki desu
Javanese Kulo tresno
Kannada Naanu Ninnanu Preethisuthene
Kannada Naanu Ninnanu Mohisuthene
Kiswahili Nakupenda
Klingon qabang
Klingon qaparHa' (depends where in the galaxy you are)
Korean No-rul sarang hae (man to woman in casual
Korean Tangsinul sarang ha yo
Korean Tangshin-ul sarang hae-yo
Korean Tangsinul Sarang Ha Yo
Korean Tangshin-i cho-a-yo (i like you, in a romantic
Korean Nanun tangshinul sarang hamnida
Korean Nanun Dangsineul Mucheog Joahapnida
Korean Nanun Dangsineul Saranghapnida
Korean Nanun Gdaega Joa
Korean Nanun Gdaereul Saranghapnida
Korean Nanun Neoreul Saranghanda
Korean Gdaereul Hjanghan Naemaeum Alji
Korean Joahaeyo
Korean Saranghae
Korean Saranghaeyo
Korean Saranghapanida
Lao Koi muk jao
Lao Khoi huk chau
Latin Te amo
Latin Vos amo
Latin (old) (Ego) amo te (ego, for emphasis)
Latvian Es milu tevi (Pronounced "Ess tevy meeloo")
Lebanese Bahibak
Lingala Nalingi yo
Lisbon lingo gramo-te bue', chavalinha
Lithuanian TAVE MYLIU (ta-ve mee-lyu)
Lojban mi do prami
Luo Aheri
Macedonian SAKAM TE!
Madrid lingo Me molas, tronca
Malay Saya cintakan mu
Malay Saya sayangkan mu
Malay/Indonesian Saya sayangkan engkau
Malay/Indonesian Saya cintakan awak
Malayalam Njyaan Ninne' Preetikyunnu
Malayalam Njyaan Ninne' Mohikyunnu.
Malayalam Ngan Ninne Snaehikkunnu
Malaysian Saya Cintamu
Malaysian Saya Sayangmu
Malaysian Saya Cinta Kamu
Mandarin Wo ai ni (Wo3 ai4 ni3 in tonal notation)
Marathi me tujhashi prem karto (male to female)
Marathi me tujhashi prem karte (female to male)
Marathi Mi tuzya var prem karato
Mohawk Konoronhkwa
Navaho Ayor anosh'ni
Ndebele Niyakutanda
Norwegian Eg elskar deg (Nynorsk)
Norwegian Jeg elsker deg (Bokmaal) (pronouncedyai elske dai)
Op Op Lopveop Yopuop
Osetian Aez dae warzyn
Pakistani Mujhe Tumse Muhabbat Hai
Persian Tora dost daram
Pig Latin Ie Ovele Ouye
Polish Kocham Cie
Polish Ja cie kocham
Polish Yacha kocham
Polish Kocham Ciebie
Portuguese Amo-te
Portuguese (brazilian) Eu te amo
Punjabi Mai taunu pyar karda
Punjabi Main Tainu Pyar Karna
Quenya Tye-mela'ne
Romanian Te iu besc
Romanian Te Ador
Russian Ya vas liubliu
Russian Ya tebya liubliu
Russian Ya polubeel s'tebya
Russian (malincaya) Ya Tibieh Lublue
Scot Gaelic Tha gradh agam ort
Serbocroatian Volim t
Serbocroatian Ljubim te
Shona Ndinokuda
Sinhalese Mama oyata adarei
Sioux Techihhila
Slovak lubim ta
Slovene ljubim te
Spanish Te quiero
Spanish Te amo
Srilankan Mama Oyata Arderyi
Swahili Naku penda (followed by the person's name)
Swedish Jag a"lskar dig
Swiss-German Ch'ha di ga"rn
Syrian/Lebanese BHEBBEK (to a female)
Syrian/Lebanese BHEBBAK (to a male)
Tagalog Mahal kita
Tahitian Ua Here Vau Ia Oe
Tamil Ni yaanai kaadli karen (You love me)
Tamil n^An unnaik kAthalikkinREn (I love you)
Tamil Naan Unnai Kadalikiren
Tcheque MILUJI TE^
Telugu Neenu ninnu pra'mistu'nnanu
Telugu/india Nenu Ninnu Premistunnanu
Thai Phom Rak Khun (formal, male to female)
Thai Ch'an Rak Khun (formal, female to male)
Thai Khao Raak Thoe (affectionate, sweet, loving)
Thai Phom Rak Khun
Tunisian Ha eh bak *
Turkish Seni seviyorum
Ukrainian ja tebe koKHAju (real true love)
Ukrainian ja vas koKHAju
Ukrainian ja pokoKHAv tebe
Ukrainian ja pokoKHAv vas
Urdu Mujhe tumse mohabbat hai
Urdu Main Tumse Muhabbat Karta Hoon
Vietnamese Em ye^u anh (woman to man)
Vietnamese Toi yeu em
Vietnamese Anh ye^u em (man to woman)
Vlaams Ik hue van ye
Vulcan Wani ra yana ro aisha
Welsh 'Rwy'n dy garu di.
Welsh Yr wyf i yn dy garu di (chwi)
Yiddish Ich libe dich
Yiddish Ich han dich lib
Yiddish Ikh Hob Dikh Lib
Yugoslavian Ya te volim
Zazi Ezhele hezdege (sp?)
Zulu Mena Tanda Wena
Zulu Ngiyakuthanda!
|